Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen inflamatuar barsak hastalıkları (İBH) ve irritabl barsak sendromu (İBS), ülkemizde ve dünya genelinde yaygın görülen önemli sağlık sorunlarındandır ve bu hastalıkların patofizyolojisi tam olarak açıklanamamıştır. Diyet gibi çevresel etmenler semptomların gelişiminde etkili olabilmektedir. Barsak sağlığı ile ilgili çalışmalarda farklı diyet önerileri bulunmaktadır. Bunlardan biri de kısa zincirli, emilimi sınırlı/düşük karbonhidratlardan olan fermente oligo-, di- ve mono-sakkaritler ve polyollerin (FODMAP) sınırlandırıldığı diyettir. FODMAP, “Fermente Edilebilen Oligo-, Di- ve Mono-sakkaritler ve Polioller”, yüksek oranda fermente edilebilen, fakat zayıf absorbe olan kısa zincirli karbonhidratlar ve poliollerden oluşan heterojen bir gruptur. Literatürde diyette fermente karbonhidratların sınırlandırılmasının (düşük FODMAP içerikli diyet) gastrointestinal sistem (GİS) semptomları üzerine olumlu etkiler gösterebileceğini savunan çalışmalar mevcuttur.
İBS’nin toplumlarda görülme sıklığı %10-25 arasında değişiklik göstermektedir. Hayatı tehdit edici bir hastalık olmayan İBS’nin hayat kalitesini önemli ölçüde etkileyen karın ağrısı veya karında rahatsızlık hissi, ishal, kabızlık ve şişkinlik gibi birçok semptomu bulunmaktadır. İBS’nin idiyopatik olması sebebiyle İBS tedavisi semptomları hafifletmeye yönelik olarak yapılmaktadır. Hayat kalitesini büyük ölçüde etkileyen tüm bu semptomlar bireyin beslenme alışkanlıklarına göre şiddetlenebilmekte veya hafifleyebilmektedir .
İBS’de beslenme tedavisinin amacı yeterli besin alımını sağlamak ve spesifik İBS semptomlarına göre diyeti düzenlemek ve besinlerin semptom yönetimindeki potansiyel rollerini açıklamaktır.
Düşük FODMAP içerikli diyet, fermente oligosakkaritler, disakkaritler, monosakkaritler ve polyollerin diyette azaltılması prensibine dayanmaktadır. FODMAP ifadesi bütün kısa zincirli karbonhidratları içermektedir. FODMAP’ler bağırsak içine su çekerler yani ozmotiktirler, bu sebeple yüksek FODMAP içeren besinler aşırı tüketildiğinde sindirilememe veya emilememe gibi problemlere bağlı olarak bağırsak sistemindeki bakteriler tarafından fermente edilebilirler. Bu fermentasyon gaz, karın ağrısı, kramp ve diyare gibi problemlere neden olur. Diyette düşük FODMAP içeren besinlerin tercih edilmesi ile bağırsaklarda meydana gelen bu sindirim ve emilim bozukluğunun sebep olduğu fermentasyon ve beraberindeki gaz, karın ağırısı, diayare gibi problemler önlenebilmektedir.
Düşük FODMAP diyeti (LFD), IBD hastalarında ve IBS hastalarında semptomları iyileştirdiğini gösterirken, yüksek miktarlarda FODMAP içeren bir diyetin GI semptomlarını arttırdığı gösterilmiştir.
Tükettiğimiz diyet genel olarak az absorbe edilen, kısa zincirli karbonhidratları içerir ki; bunlar buğday, çavdar, soğan ve sarımsakta bulunan fruktooligosakkaritler (fruktan veya FOS),baklagiller ve bazı sert kabuklu yemişlerde bulunan galaktooligosakkaritler, süt ve ürünlerinde bulunan laktoz, elma, armut, karpuz, mango ve kuşkonmazda bulunan monosakkarit olan fruktoz, yapay tatlandırıcılarda bulunan şeker alkolleri, sert çekirdekli meyvelerde doğal olarak bulunan sorbitol, mantar ve karnabaharda bulunan mannitolün diyette sınırlandırılmasını temel almaktadır.
Düşük FODMAP içerikli diyetin sadece IBS hastalarında değil, atak döneminde olmayan Crohn hastalığında ve fonksiyonel belirtileri olan ülseratif kolit hastalarının %70’inde de etkili olduğu gösterilmiştir.
Yapılan çalışmalar düşük bir FODMAP (LFM) diyetinin IBS semptomlarını azalttığını göstermektedir. 4 haftalık LFM diyetinin randomize kontrollü bir çalışması, IBS hastalarının % 68‘ inde semptomları iyileştirirken, alışılmış bir diyette % 23‘ ünde de semptomları arttırdı.
IBS’ye genel olarak yöneltilen diğer diyet stratejileri Düşük FODMAP yaklaşımı ile karşılaştırıldığında, Düşük FODMAP diyeti uygulanan hastaların % 76’sından yanıt alınması sonucu üstün bulundu.
FODMAP’TEN ZENGİN BESİNLER
Meyve; Elma,kayısı,kiraz,böğürtlen,mango,nektarin,şeftali,armut,hurma,erik,karpuz
Sebzeler; Enginar, kuşkonmaz, karnabahar, sarımsak, mantar, kuru soğan, arpacık soğanı, bezelye, taze soğan
Ekmek ve tahıllar; Buğday,çavdar,arpa
Süt ve süt ürünleri; Yoğun-koyulaştırılmış süt, süzme peynir, ev yapımı peynir, krema, süt, dondurma, yoğurt
Diğerleri; Bal,sorbitol ve mannitol,yüksek fruktozlu mısır şurubu,fruktoz
DÜŞÜK FODMAP İÇEREN BESİNLER
Frukto-oligosakkaritler
Sebzeler: Havuç, kereviz, kırmızı biber, pazı, mısır, patlıcan, taze fasulye, marul, bal kabağı, domates
Galakto- oligosakkaritler
Tahıllar: Glutensiz ekmek ve tahıl ürünleri
Laktoz(disakkaritler)
Süt: Laktozsuz süt, pirinç sütü
Yoğurt: Laktozsuz
Kefir: Laktozsuz,Tereyağı
Fruktoz(monosakkaritler)
Meyveler: Muz, yaban mersini, altın çilek, greyfurt, üzüm, kivi, limon, mandalina, portakal, ahududu, kavun, çilek
Bal ikameleri: Akçaağaç pekmezi, şeker pekmezi
Tatlandırıcılar: Polyoller dışında hepsi
Polyoller(şeker alkolleri)
Meyveler: Muz, yaban mersini, altın çilek, greyfurt, üzüm, kivi, limon, mandalina, portakal, ahududu, kavun
Tatlandırıcılar: Şeker, glukoz, sonu –ol ile bitmeyen tatlandıcılar
Düşük FODMAP diyeti, hastanın beslenme açısından eksiksiz bir diyet oluşturmak için bilgi ve beceriye sahip olmasını sağlamak amacıyla kayıtlı bir diyetisyenin rehberliğinde başlatılmalıdır. Düşük FODMAP içerikli diyetlerin uygulandığı bireylere beslenme eğitiminin verilmesi önemlidir. Bu bireylerde, tüketilen ürünlerin içeriklerinin bilinmesi, etiket okuma alışkanlığının kazandırılması önemlidir. Yapılacak çalışmaların besin ögesi açısından da değerlendirilmesinin hastaların sağlığı açısından olumlu olacağı düşünülmektedir.Bir rehber olmadan, düşük FODMAP diyeti gibi kısıtlayıcı diyetler tüketicileri, iyi tolere edildiğini bildikleri yalnızca birkaç gıdaya odaklanabilir. Sınırlı diyetler, besin yetersizliklerine neden olabilir.